Müslümanlar bugün anneler gününü kutladılar. Annelerinin gönlünü aldılar, onları hoşnut edecek ikramlarda ve eylemlerde bulundular. Hatta annesi hayatta olmayanlar annelerinin kabirlerini ziyaret ederek dualar ettiler.
Peki bunun sebebi Allah’ın bir emri miydi? Müslümanlar Allah’ın, hakkında bir ayet indirmesi ile sabit olan bir günü mü kutladılar? Elbette hayır! Müslümanlar bugün gayrimüslimlerden öğrendikleri bir eylemi yerine getirdiler. Birinin çıkıp “ben dedim oldu” dediği bir konuyu tartışmasız kabul ettiler. Onlar ne dediyse ve ne yaptıysa onu yaptılar.
Görünüşte çok masum bir eylem. Annelerimizi hoşnut edip hayır dualarını alacağımız bir kutlama günü. Bunda ne sakınca var ki?
1. Öncelikle Allah’ın hakkında hiçbir belge indirmediği bir günü adeta Allah’ın emriymiş gibi kutlamak, hatta kabir ziyareti bile yapıp bir tür kutsallık kazandırmak benim kabul edemediğim bir durumdur. Bu anlamda İslam’la uzaktan yakından alakası olmayan bir diğer uydurma olan kandillerden farksızdır. Abarttığımı söyleyenlere sanki umursuyormuşum gibi yaparak şunu söyleyeyim: Sadece Allah’ın emrini tutmak, O’nun dışında hiçbir şeyi ritüel haline getirmemek konusunda sınır tanımamakla övünmek gerekir.
2. Yılbaşını kutlamaktan farksız olması sebebiyle kafirleri taklit etme ve onlara benzeme faaliyetidir. Ayrıca bizim niyetimiz ne olursa olsun, gerçekte “kapitalizm” adlı dinde tapınılan “para”nın emrettiği bir gündür.
3. Bu nedenle kafiri veli edinme kavramının içine pekala dahil edilebilir. Çünkü onların belirlediği bir tarih, onların yaptığı gibi özel sayılmaktadır. Bu bir mü’minin asla yapacağı bir şey olmamalıydı.
4. Kur’an’ı hayatına geçirmiş bir mü’minin anne, baba ve akrabasına önem vermek konusunda özel bir güne ihtiyaç duyması veya bu konuda simge bir tarih edinmesi düşünülememeliydi.
5. Çocuklarımızı Allah’ın kitabında konuyla alakalı muhteşem ayetler yerine, tamamen yabancı bir kültürün uydurması ile yetiştirmek, onlara anne sevgisini Allah’tan ve ayetlerinden bağımsız şekilde açıklamaya çalışmak olacak iş değildir.
6. Hayatı Allah’ın ayetlerini uygulamaktan başka bir şey olmayan Nebimizin böyle bir kutlama yaptığına dair hiçbir belge ve bilgi yoktur. Olamaz da. Çünkü Allah’ın böyle bir özel günle alakalı hiçbir ayeti yoktur.
7. Bir konuda daha Allah’ın ayetleri hiç değerlendirilmemiş, sanki ihtiyaç varmış gibi batıdan görülen, tam bir kompleksle aynen alınmış ve uygulanmıştır. Bu kompleksle yetişecek nesillerden ne beklenebilir?
Bu maddeler çoğaltılabilir.
Gerçekte anne babaya gösterilecek davranışla ilgili olarak, bir mü’minin başkasının aklına ihtiyacı yoktur (Hele batının aklına hiç yoktur. Aslında hiçbir konuda batıdan akıl öğrenmek Kur’an mü’minine yakışmaz ya neyse.) Çünkü Kur’an bu konuya çok açık ve ayrıntılı olarak vurgu yapmaktadır. Öyle ki anne babaya iyi davranmamayı haram sayacak kadar, hatta bunu Allah’a şirk koşmak gibi en büyük günahtan hemen sonra zikredecek kadar:
De ki: “Gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını sıralayayım: Hiçbir şeyi Allah ile bir tutmayın, anaya babaya iyilikten geri durmayın, yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, onların ve sizin rızkınızı veren Allah’tır. Fuhşun açığına da gizlisine de yaklaşmayın, Allah’ın dokunulmaz kıldığı cana kıymayın, haklı sebeple olursa başka(doğruları gösterir içerikte). İşte bunlar, Allah’ın size yüklediği görevlerdir, belki aklınızı kullanırsınız.
En’am Suresi 151. Ayet (şirkten hemen sonra ele alınması konusunda ayrıca bakınız: Bakara Suresi 83. Ayet)
Hatta konu öylesine ayrıntılı ele alınmıştır ki anne baba hakkında nasıl dua edeceğimiz bile bildirilmiştir:
“Rabbin kararını vermiştir; O’ndan başkasına kulluk etmeyeceksiniz ve anaya babaya iyilikte bulunacaksınız. Onlardan biri, ya da ikisi yanında ihtiyarlayacak olursa sen onlara of! deme ve ilgisiz davranma, ikisine de saygı dolu sözler söyle.
Onları merhamet kanatlarının altına al. De ki; “Rabbim! Küçükken onlar bana nasıl iyilikte bulundularsa sen de onlara o şekilde iyilikte bulun.”
Rabbiniz içinizde olanı en iyi bilendir. Siz iyi davranırsanız o, yanlıştan dönenleri bağışlar.”
İsra Suresi 23-25. ayetler
“Rabbimiz! Hesap görüleceği gün beni, anamı, babamı ve bütün müminleri bağışla.”
İbrahim Suresi 41. ayet
Anne babaya iyi davranmak Müslümanın üzerine Allah’ın yüklediği bir görevdir. Allah’ın yüklediği bir görev için veya böyle bir görev olduğunu hatırlamak için bir güne ihtiyaç duyulmamalıdır. Ancak anne babaya kayıtsız şartsız itaat ve boyun eğme de asla kabul edilemez:
“İnsana ana-babasına iyi davranma görevi yükledik. Ama bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana eş koşman için sana baskı yaparlarsa sakın boyun eğme. Hepinizin dönüşü banadır. Ben de neler yaptığınızı, o zaman size bildireceğim.”
Ankebut Suresi 8. ayet
“Biz insana, ana ve babasına karşı görev yükledik; anası onu, üst üste gelen güçlüklerle taşımıştır. Sütten kesilmesi iki yıl içindedir. (Ey insan!) Hem bana, hem de anana ve babana olan şükran borcunu öde. Dönüşünüz banadır.
Anan ve baban, hakkında bir bilgin olamayacak şeyi bana şirk koşman için baskı yaparlarsa sakın boyun eğme ama dünya işlerinde iyi geçinmeye devam et. Sen, bana yönelen kimsenin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz banadır; neler yaptığınızı size, o zaman bildireceğim.”
Lokman Suresi 14-15. Ayetler
Görüldüğü gibi Allah’a şirk koşmak, yani O’nun otoritesi yerine başka herhangi bir şeyi otorite olarak kabul etmek ya da Allah’tan başkasının sözünü veya düşüncesini tartışmasız doğru kabul etmek konusunda anne ve babaya itaat etmemekle görevliyiz. Ancak bu durumda bile onlara iyi davranmamız üzerimize Rabbimizin yüklediği bir görevdir.
Anne babaya iyi davranmak Allah’ın emridir. Yani farzdır. Ne zamandan beri bir farzı yerine getirmeyi başkalarının bize hatırlatması gerekiyor?
“Biz insana, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi, onu sıkıntı çekerek karnında taşımış ve sıkıntı çekerek doğurmuştur. Onu taşıması ve sütten kesmesi otuz ay sürmektedir. İnsan erişkinlik çağına gelip, kırk yaşına ulaşınca şöyle dedi: “Ey Rabbim! Bana ve anne babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi ameller yapmamı nasip et! Benim soyumdan iyi insanlar yetiştir. Ben sana yöneldim ve ben sana teslim olanlardanım.
İşlediklerinin en iyisini kabul ettiğimiz ve kötülüklerini geçtiğimiz bu kimseler cennet halkı arasındadırlar. Bu, kendilerine verilen doğru sözdür.”
Ahkaf Suresi 15-16. ayetler
Bu ayetlerin devamında gelen bölüm de oldukça dikkat çekicidir. Zira burada anne babanın, Allah’ın ayetlerini kabul etmeme noktasına gelmiş evlada nasıl davranmaları gerektiği dahi bildiriliyor:
“Diğer bir kimse de anne babasına, “Öf be! Bana kabirden çıkartılıp diriltileceğimizi mi söylüyorsunuz? Oysa benden önce nice nesiller de gelip geçti” der. Anne babası da Allah’tan yardım dileyerek, “Sana yazıklar olsun, Allah’ın vaadine inan, çünkü Allah’ın vaadi gerçektir” dediler. O da, “Bunlar eskilerin masallarından başka bir şey değildir” diye cevap vermişti.
Bu gibiler, gelip geçmiş cin ve insan toplumları arasında azap sözünü haketmiş kimselerdir. Onlar kaybedenlerdir.”
Ahkaf Suresi 17-18. ayetler
Bu ayetlere bakınca cennetin annelerin ayakları altında olduğu konusunun da yeniden düşünülmesi gerektiği ortaya çıkıyor. Sizi Allah’ın emrini uygulamaktan engelleyen bir annenin cennet nasıl ayakları altında olabilir? Bu anneye iyi davranılır o kadar. İtaat sadece Allah’a yapılır. Tersine; evladını sadece Allah’ın emrine boyun eğmek üzere yetiştirmenin peşinde olan bir annenin, cennet ayakları altında olmasa ne yazar?
Kur’an’da bu konuya o kadar önem verilmiştir ki tüm bu ayrıntılı ayetlerin yanısıra mü’minler bir de bu konuda yan çizmemeleri için uyarılmışlardır:
“Bir gün İsrailoğullarından kesin söz aldık. Allah‘tan başkasına kul olmayacaksınız. Anaya-babaya iyi davranacaksınız, yakınlara, yetimlere ve çaresizlere de… İnsanlarla güzel konuşun. Namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin, dedik. Pek azınız bir yana, yine sözünüzden dönmüştünüz. Siz hep yan çizer durursunuz.”
Bakara Suresi 83. Ayet
Görüldüğü gibi anne babaya iyi davranma konusunda Allah’ın ayetleri çok açık ve etkili ifadeler taşımaktadır. Üstelik bunu belli bir güne has kılmamaktadır. Allah’ın bu ayetlerini hatırlamamız için de özel bir güne ihtiyacımız olması hiçbir şey değilse ayıptır.
Müslüman ebeveynlerin çocuklarına bu konu hakkında eğitim verirken göstermeleri gereken hassasiyet bu ayetler doğrultusunda olursa hiç anneler günü diye bir gün olabilir mi?
Asıl, bir mü’min, anneler günü kutlayan bir batılıya hayretle bakmalı ve içten içe üzülmeli değil mi?
Dahası, anne babaya davranışı bu derece önemseyen bir kitabın yetiştirdiği bir mü’min bu konuda tüm insanlığa en güzel örneği teşkil etmeli değil mi?
Bu ayetleri içeren Allah’ın kitabı elinin altındayken anneler gününü batıdan alan Müslümanların haline ağlamamak elde mi?
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.