Kur’an’a Adam Devşirmek

Kur’an’dan konuştuğunu iddia eden hocaların gerçekten Kur’an’dan konuşuyormuş gibi algılanmalarının tek sebebi hepsinin geleneksel dini yapıyı eleştirmeleri ve bu yapının hocalarını hedefe koymuş olmalarıdır. Oysa bu tavır Kur’an’dan konuşuyor olmak için yeterli değildir. Zira bu hocaların Kur’an’a yaklaşımları da temelden yanlıştır. Kendi iddiaları ve yorumları dışında hiçbir metodu takip etmezler. Bir metotları olsa bile bu kendilerinin doğru olduğunu düşündükleri metottur ki bu metotsuzluktan da kötü bir durumdur. Mesela hadisleri yerden yere vuran biri, işine geldiğinde hadisten delil getirebilmektedir. İlkesizlik ve metotsuzluğun bundan daha net bir göstergesi olamaz. Ayetlerin satır aralarını okuduğunu iddia eden bir başkası Allah’ın Kitabını kendi küçük dünyasına mahkûm ettiğini düşünememektedir bile.

Metodunuz Allah’ın şart koştuğu metot olmazsa, varacağınız sonuçlar sizin kuruntularınız olacaktır. Bu sayede kız çocuğun alacağı mirası bugün erkek çocuğunki ile eşitleyebilir, “ben neshi kabul edenle konuşmam” diye getirdiğiniz gevişi, kendiniz bir hükmü neshetmiş olarak tekrar yutmak zorunda kalırsınız. Hırsızın elinin kesilmesi cezasını pespâye bir edebiyata kurban ederek tarihe gömersiniz. Bir nebînin beşikte konuşması gerçeğini gizlemek için ayetin anlamını bozar, “dünkü beşik bebesi” diyerek yorumlamanın bile nâmusunu kirletirsiniz. Kadının başını örtmesini ve kurban kesmeyi açık ayetlere rağmen yüz karası bir felsefeye yedirirsiniz. Allah’ın Kitabı artık sizin çiftliğiniz olduğu için at koşturacak alan bulmakta zorlanmaz, “cinler yabancı şehirlerin insanlarıdır” derken, “melekler Adem’e değil, Adem için Allah’a secde etti” gibi zırvaları ilim diye kitaplarınıza karalarken Allah’tan korkmanın anlamını bile hatırlamazsınız. Üstelik Allah’ın Kitabı’na isnad ettiğiniz bunca saçmalığa rağmen hala Kur’an’cısınızdır. Çünkü hiçbir zaman insanlara Kur’an’ın Allah tarafından belirlenmiş bir metot içerdiğini, sadece bu metotla ulaşılabilecek olan Hikmetin Kitabın ayrılmaz bir parçası olduğunu öğretmemiş, kendiniz de öğrenmek istememişsinizdir.

Bu tipler için önemli olan gelenekselci kitleye karşı Kur’an’a adam devşirmektir. Çünkü Allah’ın Kitabına iftira etmekten bulanmış zihinlerinde Kur’an’ın taraftara ihtiyacı olduğu kuruntusu yer etmiştir. Sırf bu anlayışları bile gelenekçilerden hiçbir farkları olmadığını görmeye yeter. Her iki kesim de sayısal çoğunluk peşindedir. Bu sebeple kendilerinden gördükleri hiç kimseyi eleştirmez, uyarmaz, birbirlerinin hatalı olduğunu düşündükleri konulara hiç girmezler. Bunca zırvayı Allah’ın Kitabına revâ görürler de biri de çıkıp diğerine “yahu hoca sen ne saçmalıyorsun?” demez, diyemez.

Bu yüzden Kur’an’ı bozan ve Allah’ın Kitabı olmaktan çıkaranlar sadece gelenekselciler değildirler. Kur’an’ı asıl bozanlar, Allah’ın Kitabını tükürüklü yorumlarına mahkûm ederek sözüm ona Kur’an’a taraftar toplamanın peşinde olanlardır.

Allah’ın Kitabının insanların teveccühüne ihtiyacı yoktur. Hiç kimse Kur’an’ı doğru anlamasa Kur’an’dan hiçbir şey eksilmeyecek ama insanlar bu hocaların yorumlarını dinden sayarsa ortada Allah’ın dininin mensubu kimse kalmayacak, dünya tam da bugünkü gibi bir yer olmaya devam edecektir.


Yayımlandı

kategorisi

,

yazarı:

Etiketler: